nükleer silahlar, UFO, uzayda hayat var mı, bilim kurgu, casusluk, Mehmet Fahri Sertkaya, uzay, space explorer tv, rusya, 3.dünya savaşı, BOP,


Rusya'da üç casus, nükleer silahlarla ilgili sırları, Mars'lı Müslümanlara sızdırdıkları gerekçesi ile, tutuklandı. 

Geçtiğimiz Pazartesi günü Rus medyasına yansıyan sızıntı bilgilere göre, Rus istihbarat birimlerine bağlı ekipler, uzun süreye yaydıkları bir operasyonun ardından üç casusu tutukladılar.

Gerekçe ise çok dikkat çekici ve de sarsıcı. Üç casusun uzunca bir süredir, Rusya'nın nükleer silahlarının konumlarına ve mahiyetine dair elde ettikleri gizli ve stratejik öneme sahip verileri Mars'lı Müslümanlara sızdırdıkları anlaşıldı. 

Rus hükümeti, batılı ülkeler ile ciddi sürtüşmelerin yaşandığı ve adeta bir dünya savaşı halinin bulunduğu şu günlerde, kritik öneme sahip nükleer silahlarını, her nereye naklederse, o bölgede kısa süre dolaşan UFO'ların varlığına ve sonrasında ise bu nükleer silahların anlayamadıkları bir teknikle etkisiz/kullanılamaz hale getirildiğine şahit oldular. 
Necip Fazıl Kısakürek'te ne namaz, ne de oruç vardı. Ramazan'da bile namaz kılmaz, oruç tutmaz, kumar oynardı.

DUYDUNUZ MU? 

Bunu duymamışsınızdır... 

Altan Deliorman, “Tanıdığım Atsız” adlı kitabında anlatıyor:

“Necip Fazıl, Yeni İstanbul Gazetesi’nde yazarlık yapmaktadır. Aylardan Ramazan’dır, vakitlerden öğle vakti. Necip Bey, bir tepsi içindeki öğlen yemeğini yemektedir. Birden gazete görevlileri içeri girer misafirleri olduğunu, içeri aldıklarını odaya gelmekte olduklarını söylerler. Laf ağızlarında kalır, ziyaretçiler içeri damlar. Necip Fazıl hemen yemek tepsisini karşı masada oturan arkadaşının önüne sürer ve misafirlerine ‘İşte bunlar böyledirler, ne Ramazan bilirler ne oruç, ne olur kusura bakmayın’ der. “
uzay, uzayda hayat var mı, UFO, dev UFO, mega UFO, mega uzaylı yapıları, uzayın sırları, bilim kurgu, Mehmet Fahri Sertkaya, NASA, kültür sanat, videolar,


17. yüzyıl Avrupa'sındaki ressamların çizdiği en enteresan tablolardan birisi de budur. 

Ressam, yaşadığı dönemde, kendisinin de şahit olduğu çok enteresan bir doğa olayını resmetmiştir bu tablosunda...

O zamanın insanlarına göre, dünyaya bu derece yaklaşan devasa şey bir başka gezegendir. Günümüz astronomi ilmi ise bunun gerçek olamayacağını yani o yaklaşan cismin bir gezegen olamayacağını, iki gezegenin birbirlerine bu kadar yaklaşması durumunda ikisinin çarpışması gerektiğini açıklarlar. Ve bu iki gezegeni de korkunç bir sona götürür.

Ama son yıllarda NASA'nın güneşi yakından incelemek için gönderdiği SOHO isimli uzay aracının çekip dünyaya gönderdiği görüntülerde, bu ressamın çizdiği gibi dev, ilk bakıldığında gezegen zan edilen uzay araçlarının güneşin etrafında dolaştığı, yaklaşıp enerji depoladıkları, sonra birden ve korkunç bir hızla uzaklaştıkları görülmektedir. Ve 17 yüzyıldaki o insanların gördüğü ve ressamların da resmettiği şeyin sırrı çözülmektedir.

1994 yılında da bir gün, öğleden önce 10 sularında, sadece iki saniye içinde bütün İstanbul'da ve yakın çevresinde hava akşam karanlığı gibi kararmış, saniyeler sonra da tekrar aydınlanmıştı. Havanın kararması ile otomatik olarak yanan sokak lambaları bile yanmış, aydınlanması ile de sokak lambaları otomatik olarak kapanmışlardı. Bu sarsıcı olay, o anlarda kayıtta olan pek çok kameraya yansımış ve ülkemizin ana haber kanallarında, aynı akşam, hiçbir yorum yapılamadan duyurulmuştu. Sonra da üzerinde durulmamış, unutturulmuştu. Muhtemelen, gezegen kadar büyük olanlarından olmasa da, bir şehir ya da ortalama bir ülke kadar büyük olan UFO'lardan biri, güneş ile dünyamız arasına girip, güneş ışınlarını saniyeler süresince kesmişti.


Bilim Kurgu | Uzay ve dünya dışı yaşama dair her şey şurada: www.SpaceExplorer.TV

SOHO'nun görüntüleri için videoya bakınız.
mars, uzay, uzayda hayat var mı, bilim kurgu, Mehmet Fahri Sertkaya, biyoloji,


Bir Mars bugulüsü...  Mars'ta doğal yaşam içinde en sık görebileceğiniz bir hayvan türüdür.
Evcildir ve eti yenilebilir. Bizim tavuklarımızı andırsa da aslında tavuklarımız ile arasında ciddi farklar bulunur.

Altı ayaklı oluşları en başta göze çarpan farktır. Aslında dikkatle tahlil ederseniz, kanat yapısından, tüy yapısına kadar ne kadar farklı olduğunu görebilirsiniz.

İç organları da tavuklarımızdan çok farklıdır. Lakin eti çok lezizdir. Bol oluşları nedeni ile çok da ekonomiktir. Ekstra ilgi, bakım ve yatırım gerektirmeden doğal koşullarda kısa sürede çoğalırlar. Sürü halinde yaşarlar. Ortalama 3 dakikada bir ortalama 4 saniye süren ses çıkarırlar. Çıkardıkları ses kuş ötüşü gibidir.


Mehmet Fahri Sertkaya

Bilim Kurgu | Uzay ve dünya dışı yaşama dair her şey şurada: www.SpaceExplorer.TV
bilim kurgu, biyoloji, dünya dışı yaşam, Mehmet Fahri Sertkaya, uzay,  space explorer tv, uzayda hayat var mı,


DÜNYA DIŞI BÖCEK

Avutralya'daki geniş ormanlık alanda yaşayan yerlilerin, son dönemlerde denk geldikleri ve ilgi gösterip beslemeye başladıkları bu acayip canlı türünün, dünyalı olmadığı tespit edildi. 



Bilim adamları, dünyanın bilinen hiçbir bölgesinde varlığı görülmemiş olan ve bu güne kadar Avustralya ormanlarında da hiç görülmemiş olan bu canlı türünün üzerinde yaptıkları derinlemesine incelemelerde, bütün dünyayı şaşkına çevirecek bir gerçekle karşılaştılar. İncelemeler sonucunda meydana çıkan gerçeğe göre, bu canlının temel yaşam formu dünyamızın temel yaşam formuna uymuyor. Dünya üzerindeki yaşam karbon temelli bir yaşam iken, bu canlının silikon temelli bir biyolojik yapısı olduğu tespit edildi. Bölge halkının ifadelerine göre en çok havucu seven dünya dışı bu canlı, diğer canlı türlerinin hiçbiri tarafından yenilmiyor. Diğer canlıların hiçbirinin avı olmuyor ve ormandaki diğer bütün canlı türleri, onu yok sayıyor. 

Sidney Üniversitesi Biyoloji Bölümü profesörlerinden John Bergman, yaptığı yazılı açıklama ile şu bilgileri verdi: