Necip Fazıl Kısakürek'te ne namaz, ne de oruç vardı. Ramazan'da bile namaz kılmaz, oruç tutmaz, kumar oynardı.

DUYDUNUZ MU? 

Bunu duymamışsınızdır... 

Altan Deliorman, “Tanıdığım Atsız” adlı kitabında anlatıyor:

“Necip Fazıl, Yeni İstanbul Gazetesi’nde yazarlık yapmaktadır. Aylardan Ramazan’dır, vakitlerden öğle vakti. Necip Bey, bir tepsi içindeki öğlen yemeğini yemektedir. Birden gazete görevlileri içeri girer misafirleri olduğunu, içeri aldıklarını odaya gelmekte olduklarını söylerler. Laf ağızlarında kalır, ziyaretçiler içeri damlar. Necip Fazıl hemen yemek tepsisini karşı masada oturan arkadaşının önüne sürer ve misafirlerine ‘İşte bunlar böyledirler, ne Ramazan bilirler ne oruç, ne olur kusura bakmayın’ der. “

Şimdi diyeceksiniz ki “Kaynak Altan Deliorman ise, İhsan Şenocak’ın, Hüküm dergisinin, Büyük Doğu Çağına Doğru isimli kitabının burada ne işi var?” Onları da bu yayına iliştirdik ki, şayet roman okumayı seviyorsanız, gerçeklik endişeniz yoksa, “İşime geldiği gibi anlatılsın da, fark etmez, ben yine de zevkle okurum ve hayatımı romanvari söylemlerle ve eylemlerle heba ederim. Birilerinin liderlik hırslarına ömrümü heba ederim. Büyük Doğu çağına koşar adım giderim.” diyorsanız, bu İhsan, dergisi ve kitabı tam sizlere göre... Hepsini roman niyetine okuyabilirsiniz. Çünkü gerçek Necip Fazıl’ın, İhsan’ın anlattığı ile alâkası yoktu. Gerçek Necip Fazıl, bırakın kocaman doğuyu ya da koca bir ülkeyi, bir kabilenin bile yönetimine ve kurtuluşuna ışık tutamayacak birisiydi. Daha kendini kurtaramamıştı ki, başkalarını, devletleri, bölgeleri kurtarmak, bir yana dursun. Haydi onu, aşağıdaki adresten gerçek yüzü ile tanıyın: