Gıda Terörü!


Ne hallere düşürüldük, her gün yeni bir rezalet haberi geliyor. 

Türkiye'de kurusundan yaşına, etinden sütüne kadar bütün gıda ürünleri tehlike saçıyor. İnsanlar ne yiyeceğine, kime güveneceğini şaşırmış durumda...

Her geçen gün, Türkiye'de yaşayan insanların hemen hepsinin neden hastalıklarla boğuştuğu daha da iyi anlaşılıyor. 

Sanki işgal altındaki bir milletmişiz gibi, sanki devlet bizim değilmiş gibi, devletin kurumları gıda ürünlerinde sahtekarlık yapanları halka şikayet etmeyi maharet zan ediyor. Olağan üstü bir gayret ile gıda güvenliğini sağlamak için gerekli yasal ve idari düzenlemeler bir an önce yapılması ve bu sahada faaliyet gösterecek devlet memurlarının en namuslu, en ahlaklı ve asla rüşvet yemeyecek kişilerden seçilmesi gerekirken, bakanlığın web sitesinde afişe edip, sinek ısırması gibi cezai yaptırımlar uygulanması ile yetiniliyor. Böyle bir rezilliği hiçbir medeni devlette görmek mümkün değildir. Geçtik AB ülkelerini ya da Rusya'yı, artık Azerbaycan bile ürettiğimiz ürünleri, haklı gerekçelerle sınırdan içeri sokmuyor. 

Böylesine korkun bir manzaraya dayanamayıp, her sıkıntıyı göğüsleyip doğruları anlatan, halkı ikaz edip eğiten az sayıdaki gerçek bilim adamlarına da, sözde tabipler birliği bile savaş açabiliyor. Çünkü Türkiye, Siyonist ilaç firmalarının en çok, en korkunç miktarda para kazanabildiği ülkelerin başında geliyor. Gerek fiziki rahatsızlıklar için olanları, gerekse de ruhi rahatsızlıklar için olanları ile, Türkiye her yıl, bir işe yaramayan ilaçlara milyarlarca dolar harcıyor. Gıda güvenliği temin edilmiş, gıda ürünlerinde sahtekarlıklara mani olunmuş olsa, bu kadar hastalıklar, bu kadar hasta insan ve bu kadar korkunç bir ilaç tüketimi olmaz.

Bütün bu yaşananların en kahredici tarafı ise sözde İslami bir parti tam 13 yıldır iktidarda olduğu halde hala manzara bu şekilde.