DÜNYADA HİÇBİR İSLAM DEVLETİ YOK!
Vatandaşının yarısı bile
Müslüman olan bir ülkede bir genel kurmay başkanı çıkıp da, laiklik
adına, Hristiyanlık adına v.s. adına darbe yapamaz. Es kaza yaptı
diyelim, bu darbeyi ayakta tutamaz.
Nüfusunun yarısı bile Müslüman olan bir ülkede her caddede onlarca güzellik merkezi, tekel büfe, toto-loto bayii olamaz.
Nüfusunun yarısı bile Müslüman olan bir ülkede gencecik kızlar
neredeyse çırılçıplak gezemez. TV'ler, gazeteler ve dergiler o derecede
müstehcen olamaz.
Nüfusunun yarısı bile Müslüman olan bir ülkede
genel evler resmen faaliyet gösteremez. Kaldı ki bunlardan vergi almayı
kimse teklif bile edemez. Vergi madalyası takmak mı? Onu yapmak
isteyeni o milletin elinden kimse kurtaramaz.
Nüfusunun yarısı
bile Müslüman olan bir ülkede kamu kurumlarında İslam'ın en temel/en
meşhur emirlerinden biri olan başörtüsü yasaklanamaz. Kadın erkek
memurlar ve memureler bir arada, tesettürsüz ve birbirlerine çok yakın
olablecekleri şekilde çalıştırılamaz. Liseler, üniverstiler bu derece
iğrençleşemez. Kantinlerde kılıf ve doğum kontrol hapı satılamaz. Üç
beş zibidi ekranlara çıkıp hemen her gün başörtüsüne dil uzatamaz.
Nüfusunun yarısı bile Müslüman olan bir ülkede Müslümanlar öşrün,
fıkhın, şeriatın, muamelatın ne olduğunu, İslam'ın miras hukukunu olsun
bilip tatbik ederler. Bunların bile bilinmediği ve duyulmadığı bir
ülkede nüfusun yarısı bile Müslüman değildir. Eğer nüfusun yarısı bile
Müslüman olsa, o ülkede İslam'ın hükümleri tam olarak tatbik edilemese
de en azından tam olarak bilinir ve nüfusun yarısını temsil eden
Müslümanlar her gün her gece bu hükümleri tatbik etmek için neler
yapmaları gerektiğine bakarlar. Böyle gayret gösterirler.
Şayet
bir ülkede nüfusun yarısı bile Müslüman olsa, bunlar emr-i bil ma'ruf ve
nehy-i anil münker farzını eda etseler, İslam'ın emir ettiği cihad
farzını yerine getirseler o ülke süt liman olur. Nüfusun geriye kalan
diğer yarısı gönül rızası ile Müslümanların idaresine ve İslam idaresine
girerler.
İşte Nüfusunun yarısı bile Müslüman olmayan bir ülkede
bir veya bir kaç siyasi parti ya da cemiyet, kendilerini on numara
Müslüman zan edip her meselede cehaletleri ve kuru akıl ve mantıkları
ile yüz binlerce müslümanı peşlerinden sürüklerler ve darül harp denen
şeyin kelime manasını bile doğru düzgün bilmezlerse orası tam anlamı ile
ŞENLİK olur.. EVLERE ŞENLİK OLUR... Onlarca yıl geçer, siyasi liderler
göçer gider ama İslam davası ve Müslümanlar yerlerinde sayarlar.
Yerden bitme bir zibidi askerin başına geçip bütün müslümanların dini
ile dalga geçer, namlunun ucunu birazcık gösterir ve meydandan ilk önce
Müslüman(!) siyasi liderler kaçarlar.
Dünyanın hiçbir yerinde
hiçbir İslam devleti yok. Bu kafayla da bir yüz elli sene daha olmaz.
Artık siyasal islam denen kokuşmuş akımdan ve kendini bu millete büyük
kurtarıcı gibi tanıtmış çapsızlardan, cahillerden davamızı kurtarma
vakti. Alimlere tabi olma vakti.
Mehmet Fahri Sertkaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder